20 Mart 2012 Salı

Her İnsan Bir Kitap

Büyük olmak, koca koca adam olmak zordur. Hele hele işiniz başınızdan aşkınsa, hele ekmek kavgasına düşmüşseniz, hele bir beldeyi, bir şehri, bir ülkeyi yönetiyorsanız işiniz çok daha zordur. Allah dağınıza göre duman vermiştir. Başınız ne kadar büyükse, derdiniz de o kadar büyüktür. 

Belki de o yüzden unutuveririz ufacık şeyleri. Mutlulukları, gülümsemeleri, paylaşımları, ekmek arasına soğanı katık edip büyük biş iştahla yemenin zevkini... Koşuşturmacayı, heyecanı, yeni elbiselerin keyfini... Bir kitabın, bir defterin, yepyeni bir kalemin dudak uçuklatan güzelliğini...

En çok da o ufacık çocukları unuturuz. Dedik ya! Kavgamız kendimizledir. Kendi çocuklarımızın derdiyle uğraşmaktan yetişemeyiz bir başkasının mutluluğuna. 

Gülümserken, ağzının kenarında yarım kalmış bir unutuş taşıyor o çocuklar. Yoksulluğun, yokluğun, itilmişliğin, ötekileştirilmişliğin en büyük kamburunu taşıyor belki de sırtlarında. Öyle ki artık televizyon dizilerindeki lüks yaşamlar gülümsetmiyor onları. Çizgifilmler doyurmuyor karınlarını. Magazi programları lazım değil artık onlara. Uyuşturan, insanı ezip geçen, saçma sapan programlar gülümsetmeye yetmiyor artık onları. O kadar uzaklar bizdeki yaşama, onlar, daha küçük şeylerle mutlu olmayı biliyorlar artık. 

" Her İnsan Bir Kitap "

Facebook'un en faydalı grubu seçildi. Binlerce öğrenciye kitap, kırtasiye malzemesi, elbise, ayakkabı gönderdi. Bununla da kalmadı, devletin vazifesi olmasına rağmen, başı dumanlı olan yöneticilerin yapamadıklarını da yaptı, okulları onardı, sıvadı, boyadı...

Teşekkür etmesi gereken birtakım zengin(!) insanlar, utanmadan yüzsüzce eleştirdi onları. Asık suratlı koca koca adamlar: "Ben doğudakilere yardım falan yapmam." diye isim kullanmaktan bile kaçındı. Belli etti içindeki zengin(!)liği, insanlığı...


Oysa bakın ne diyor, inandığımız dinin kitabı: "Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda: "Ey Rabbimiz! bizleri bu halkı zâlim olan memleketten çıkar, tarafından bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katından bir kurtarıcı gönder" diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz? (Nisa 75.) 

 O koca koca adamların, tükürük bile yapışmayacak keçele gibi suratlarına yüce Kur'an'ın bu ayet-i kerimesi yapışır mı bilmem. Veda Hutbesi'nde "Kavmiyyet gütmeyiniz." diye hutbesini irâd eden o ulu Peygamber'in sözü de yeterli gelir mi bilmem.

Savaş vaktidir. Kendimizle, içimizdeki insanlıkla, tabularımızla, ideolojimizle, onur ve haysiyetimizle savaş vakti... Çocuk, dünyanın her yerinde çocuktur. Yüzlerinden gülümsemeyi eksik ettiğimiz her çocuk, yaşama, insanlığa hınç biler... 

Onları kurtarmak, onları gülümsetmek bizim elimizde. Onlar gülümserse, hiç kuşku olmasın ki güzel ülkemizin geleceği de gülümseyecektir. Hadi, şimdi sıra bizde. El uzatma sırası... Her İnsan Bir Kitap kampanyası desteklerinizi bekliyor. 

 İsmail Emre Atan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder